-Krizin önemi ve tehlikesi bireyler tarafından farklı algılanabilir ve partnerinizin stresli durumlarda verdiği tepkiler sizinkinden farklı olabilir, öncelikle bunu kabul edin.
-İlişkilerin başarısı her zaman sağlıklı iletişimden geçer. Partnerinizle hislerinizi, isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı açık bir biçimde paylaşın.
-Öfkeli ve suçlayıcı olmamaya özen gösterin. ‘’Sen’’ dili yerine ‘’Ben’’ dili kullanın. Örneğin ‘’Kaç defa söylememe rağmen aynı şeyleri yapıyorsun.’’ yerine ‘’Bu davranışları devam ettirmen söylediklerimi ciddiye almadığını düşündürdüğü için beni üzüyor.’’ şeklinde bir ifade daha doğru olacaktır.
-Geçmişi açmayın! Yeterince strese maruz kaldığımız bu süreçte geçmişte çözülememiş sorunları yeniden gündeme getirmek durumu karmaşıklaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
-Ev işlerini paylaşmanın yanında ortak zevklerinize de vakit ayırmayı ihmal etmeyin. Krizi fırsata çevirmek elinizde!
-En önemli değişikliklerden biri pek çok insan için kuşkusuz çalışma düzeni. ‘’Home office’’ kavramı öncesinde hayallerinizi süslese de kendinizi sürekli çalışırken bulmuş olabilirsiniz. İş-aile dengesine dikkat edin.
-Gününüzü planlayın ve evin içinde alanlar belirleyin. Çalışma, okuma, oyun vb. Böylelikle zaman yönetiminin de kolaylaştığını göreceksiniz.
-Gün içerisinde 20-30 dakika da olsa kendinize özel vakit ayırın. Bu sürede kendinizi dinleyin ve hobilerinizle ilgilenin.
-Çocuklu aileler için bu süreç okulların kapalı olması sebebiyle daha zorlu görülebilir. Fakat, yoğun çalışma temposunda çocuklarına yeterince vakit ayıramayan ebeveynler hep birlikte yapılacak rutinler belirleyerek keyifli vakit geçirebilir.
-Son olarak, çocuklu ailelerin yapması gereken en önemli şeylerden biri de çocukların virüsle ilgili sorularını yaşlarına uygun, açık ve anlaşılır açıklamalarla cevaplandırmak olacaktır.